Herkese yeniden merhaba;
Lip Balm konuğum bugün Lypsyl. Biz Türkler alışkın değiliz öyle bir kelimenin tamamının sessiz harflerden oluşmasına!
Lypsyl sadece Gratis'lerde gördüğüm bir marka. Ürün Kanada'da üretiliyor ve ambalajının üzerinde de hayvanlar üzerinde deney yapmadıklarını açıkça belirtiyorlar. Bu yazıyı görüp şirin renklerine ve arı motiflerine aldanıp almış hatta bir iki kez kullanıp indirim olmamasına rağmen diğer çeşidini de akabinde almıştım. Şu an pişman mıyım? Fazlasıyla.
Ön yargının iyi tarafını bu lip balma gösterdim. Çok güzel olduğunu hatta favorim olduğunu sandım. Ürünlerimin son kullanma tarihlerini kontrol ederken bu ürünü bu ay bitirmem gerektiğini farkedip yoğun kullanmaya başlayınca anladım aslında ne kadar berbat bir ürün olduğunu.
Sanırım Lip balm tarihinin en eskilerinden bir ürün düşünün ki Galatasarayla yaşıt.
İçeriğindeki ürünlerin ayrı ayrı verdiği güneş koruyucularıyla toplamda %15 Spf içeriyor. Geniş ışın yüzdelerine karşı dudak koruyucu olarak geçiyor. İlk kullandığım sade olduğunu düşündüğüm Bal dutlusu. Yedeğim de koyu mor kapaklı zannediyorum renk veriyor, henüz onu açmadım.
Son kullanma tarıhı yaklaştığı için mi böyle oldu bilmiyorum, bu ay sadece bu lip balmı kullanıyorum yağlı nefret bir hissi var. Normalde uyumadan önce kat kat uygulayan ben bu lip balmı az uygulamama rağmen sabaha kadar yarısından fazlası emilmeden kalıp gibi dudağımda uyanıyorum. Yağlı bir hissi oldupu için de parlak bir görünüm veriyor ki bu hiç sevmediğim bir görüntü, ya az parlak olsun ya da mat olsun isterim.
Bu lip balm tekrar kesinlikle almayacağım bir ürün. Siz yağlı his seviyorsanız tercih edebilirsiniz ancak nemlendirme konusunda da çok başarılı olduğunu düşünmüyorum.
Yazılarımdan haberdar olmak için bloguma ABONE olabilirsiniz.
Sevgiler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Olumlu, olumsuz her yorum kabulümdür.